| 
											 
									  
											
											
											
											54. ULUSLAR ARASI DENİZALTICILAR 
											KONGRESİ 
											
											
											International Submariners 
											Association (ISA) 54. International 
											Submariners Congress 
											
											
											5-12 Haziran 2017, Saint Petersburg/ 
											Rusya 
											
											 
											 
  
											
											
											Bu yıl geçtiğimiz yılların aksine 
											Rus Denizaltıcılar Derneği ( The 
											Saint Petersburg Submariners & Naval 
											Veterans Club ) kongreyi Mayıs sonu 
											yerine Haziran başında tertipledi. 
											Süresini de gidiş dönüş günleri 
											hariç 3 gün yerine 5 güne (gidiş 
											dönüş günleri dahil 7 güne ) 
											çıkardı. Geçen yıl 53. Kongrede (Pula’da) 
											ben dahil birkaç HOD ( Head of 
											Delegation ) alışılagelmiş olan 3 
											günlük programın daha pratik ve 
											ekonomik olacağını belirtsek de 
											geçen yılki HOD ( Rusya ) Alb. (e.) 
											Igor Kurdin’i ikna edemedik. Ancak 
											2017’de 54. Kongre için web sitesi 
											yayınlandıktan birkaç ay sonra 7 
											günlük programa ilaveten evvelce 
											önerilmiş olan geleneksel 5 günlük ( 
											gidiş dönüş günleri hariç 3 günlük ) 
											programın da 7-12 Haziran 
											tarihlerinde tertiplendiğini 
											kongrenin web sitesinden öğrendik. 
											(1 kişi için otel hariç Kongre 
											ücreti 5-12 Haziran için 31.500 
											Ruble, 7-12 Haziran için 21.500 
											Ruble; 1 Ruble : Yaklaşık 0,061 TL)
											 
											
											
											Bu yıl kongreye katılım hem bizim 
											hem de diğer ülkeler için rekor 
											seviyede oldu. Bu yıl 10 kişi ile ( 
											Ben, Engin Baykal, Dinçer Eren, 
											Yalçın Özkayalar, Levent Tutan ve 
											eşlerimiz ) Kongreye katıldık. ( 
											Geçen yıl ben, Levent Tutan ve 
											eşlerimizle 4 kişi idik. ) Bizimle 
											birlikte 27 ülke toplam 401 kişi ile 
											kongreye katıldı. ( Sadece Ruslar 
											120 Kişi idi.) Belçika, Ekvator bu 
											yıl ilk defa katıldılar. Geçen yıl 
											ilk defa katılan Mısır bu yıl yoktu. 
											Japonya bu yıl da katılmadı. Benim 
											bu kongrelere 9. katılışım oldu. Bu 
											9 kongrede de Denizaltı Filosuna 
											sahip İspanya, Portekiz gibi 
											ülkelerin kongrelere katılmadığını 
											gördüm. Buna mukabil deniz 
											sahili/denizaltısı olmayan Belarus, 
											Slovenya, Sırbistan, Çek 
											Cumhuriyeti, Kazakistan gibi ülkeler 
											bu kongrelere katılmaktalar. 
											 
											
											
											5 Haziran günü 10 kişilik Türk grubu 
											olarak THY uçağı ile saat 14.15’de 
											St. Petersburg Pulkovo havaalanına 
											indik. Kongre ilgilileri tarafından 
											karşılanarak Yunan ve Arjantinli bir 
											kısım katılımcılarla birlikte bir 
											minibüs ve daha sonra bir taksi ile 
											kalacağımız 3 yıldızlı St. 
											Petersburg oteline geldik. Epey 
											eskimiş olan otelde yenileme 
											çalışmaları devam ediyordu. Benimki 
											dahil odaların çoğu henüz 
											yenilenmemiş durumdaydı. Hem otele 
											hem de derneğe kaydımızı yaptırıp 
											derneğin hazırladığı sırt 
											çantalarımızı aldık ve odalarımıza 
											yerleştik. Akşam 19.00-21.00 arası 
											oteldeki hoş geldiniz resepsiyonuna 
											katıldık. Zaman olarak akşam diye 
											ifade ediyorsam da bu mevsim bu 
											şehirde eğer hava yağmurlu veya 
											bulutlu değilse hava 23.00’e doğru 
											kararıyor. Resepsiyonda genellikle 
											diğer otellerde de olduğu gibi 
											pasaportlarımızı aldılar. Ancak 
											burada her pasaport için 150 Ruble 
											ödememiz gerektiğini öğrenmemiz ilk 
											defa karşılaştığımız bir uygulama 
											idi. 
											
											
											
											6 Haziran sabahı 09.00’da 
											otobüslerle otelden hareketle asıl 
											adı tavşan adası (Hare Island ) olan 
											Neva nehri içinde ve kuzey sahiline 
											çok yakın Peter and Paul Kalesine 
											(Peter and Paul Fortress ) gittik. 
											St. Petersburg’un tarihinin bu 
											kalenin bizim Deli Petro dediğimiz 
											Büyük Petro ( Peter the Great ) 
											tarafından 1703’te ilk defa tesis 
											edilmesiyle başladığını öğrendik. 
											Kale içindeki Peter and Paul 
											katedralini gezdik. Katedral içinde 
											Romanov hanedanına ait mezarlar 
											bulunuyor. Katedralin yanındaki 
											Büyük Dük ve Düşeslerin defnedildiği 
											Grand Ducal Mezarı ( Grand Ducal 
											Tomb/Grand Ducal Burial Vault ) 
											dışarıdan görüldü. 11.30-1200 arası 
											Bahriye bandosunun müziği ve saygı 
											nöbetçilerinin tüfekli gösterileri 
											izlendi. 12.00’de Naryshkin 
											tabyasından Büyük
											
											
											Petro zamanında başlatılan 
											geleneksel top atışı yapıldı. ( Top 
											atışı her gün 12.00’de yapılıyor.) 
											13.00-15.00 arası üç büyük tekne ile 
											Neva Nehri ve Finlandiya Körfezinde 
											seyirle Petergof’a bir deniz gezisi 
											yapıldı. Yolda üç tekne borda 
											hattında yan yana gelerek harpte ve 
											sulhte görevleri başında hayatlarını 
											kaybeden denizaltıcıları anma töreni 
											yapıldı. Denize karanfiller atıldı. 
											Öğle yemeği de gemilerde yenildi. 
											15.00-18.00 arası Petergof’ta sahile 
											çıkılarak Büyük Petro’nun Paris’teki 
											Versay sarayından esinlenerek 
											yaptırdığı Peterhof yazlık sarayı 
											gezildi. Sarayın denizden yaklaşık 
											200 metre içerde ve sahile nazaran 
											yüksekte inşa edilmiş olmasından 
											faydalanılarak sarayın zemini ile 
											deniz seviyesi arasında birbirine 
											paralel iki adet şelale yapılmıştır. 
											Ayrıca şelalelerin aşağısında ve 
											ikisinin arasındaki havuzun 
											ortasında Samson’u temsil eden büyük 
											bir heykel bir aslanın ağzını iki 
											eliyle açmakta ve aslanın ağzından 
											çıkan su bir fıskiye 
											oluşturmaktadır. Havuzun önü de 
											denize kadar uzanan bir kanala 
											açılmaktadır. Kanalın her iki 
											yanındaki küçük havuzcuklarda da 
											fıskiyeler su fışkırtmaktadır. 
											Suların şelalelerden akışı ve 
											fıskiyelerden fışkırması seviye 
											farkı sayesinde yer çekimi ile 
											olmakta, pompa vs. 
											kullanılmamaktadır. Saray çevresinde 
											75 çeşme ve fıskiye 255 altın 
											kaplamalı bronz heykel mevcuttur. 
											Mahalli rehber verilerek sarayı 
											gezdik. Salonların birindeki 
											karşılıklı iki duvarda Rusların 1770 
											Çeşme baskını ile ilgili Osmanlı 
											Donanmasının yakılmasını da içeren 
											dörder tablo vardı. 1714-1721 
											yılları arsında yapılan ve 1723’te 
											resmen açılan sarayın arka tarafında 
											da çok büyük bir bahçe 
											bulunmaktadır. Arka Bahçenin hemen 
											yanındaki parka 54. kongrenin 
											anısına beş adet ağaç diktik. 
											18.00’de gezi sonrası hydrofoil 
											teknelerle takriben yarım saatte 
											şehirdeki iskeleye geldik. Bizi 
											bekleyen otobüslerle otele döndük.
											 
											
											
											7 Haziran günü 09.00’da otobüslerle 
											otelden hareket ettik. 11.00’e kadar 
											otobüsle şehir turu yaptık. Tur 
											sırasında bizim “kanlı kilise” 
											dediğimiz ( Church of the Savior on 
											Spilled Blood ) kubbeleri regarenk, 
											çok süslü ve adeta şehrin sembolü 
											haline gelmiş olan kilisenin de 
											yanından geçerken rehberimiz 
											otobüsten inip kilisenin resmini 
											çekmemize müsaade etti. Ancak içini 
											gezemedik. 1 Mart 1881’de imparator 
											II Alexander kilisenin şimdi 
											bulunduğu yerden geçerken 
											teröristler tarafından fırlatılan 
											arka arkaya iki bomba hükümdarın 
											ölümüne sebep olmuştur. Daha sonra 
											Saint Isaac katedraline gittik.. 40 
											yılda inşa edilen ve 1858 yılında 
											bitirilen binada her biri 114 ton 
											ağırlığında 48 sütun bulunuyor. Bina 
											101.5 metre yüksekliğinde olup 4000 
											metrekarelik bir alanı 
											kaplamaktadır. Katedralde bir koro 
											tarafından icra edilen deniz temalı 
											dini şarkılar dinlendi. Daha sonra 
											otobüslerle Zafer Meydanındaki ( 
											Victory Square ) “Leningrad’ın 
											Kahraman Savunucuları” anıtına 
											gidilerek II Dünya Savaşında 
											Almanlara karşı 900 gün süren 
											Leningrad ( St. Petersburg’un o 
											zamanki ismi ) savunmasına ait 
											objeler ( resim, heykel, büst video, 
											film vb. ) izlendi/incelendi. 
											Devamli yanmakta olan 900 küçük 
											lamba da kuşatma günlerini 
											belirtmektedir. 14.15-15.15 arası 
											“Stargorod “ restoranında öğle 
											yemeğini müteakip 15.45-17.15 arası 
											teknelerle Neva nehrinde ve 
											kanallarda rehberimizin açıklamaları 
											eşliğinde bir gezinti yaptık. 
											Bilahare otele döndük. 18.30-19.00 
											arasında otelde HOD toplantısı 
											yapıldı. Toplantıda kongrenin 
											tertipleyicisi Alb(e.) Igor Kurdin 
											müteakip günlerde yapılacak 
											faaliyetler hakkında bilgi verdi. 
											HOD Karadağ 2020 yılında kongre için 
											Karadağ’ın aday olduğunu bildirdi. 
											Kongreyi nasıl icra edeceklerini ana 
											hatlarıyla gösteren bir kitapçık 
											dağıttı. HOD İsveç de 2020 için 
											İsveç’in aday olduğunu açıkladı. 
											2021 kongresi için Yunanistan’ı ve 
											2022 kongresi için de Hindistan’ı 
											aday olarak Yunanistan ve Hindistan 
											HODları önerdiler. Alman ve İsrail 
											HODları 2018 ve 2019 Kongrelerinin 
											ülke seçimlerinin evvelce yapılmış 
											olduğunu, bu yıl sadece 2020 için 
											seçim yapılabileceğini belirttiler. 
											Seçimin kongrenin son günü yapılacak 
											HOD toplantısında yapılmasının bir 
											gelenek olduğu ben dahil bir çok HOD 
											tarafından belirtildi. Böylece seçim 
											son güne ertelendi. Bu kongrelerde 
											daima önümüzdeki üçüncü yıl hangi 
											ülkenin kongre yapacağı seçimle 
											belirleniyor. Böylece daima müteakip 
											üç yıl hangi ülkelerde kongre 
											yapılacağı bilinmiş oluyor. Akşam 
											19.00’da 7 Haziranda gelen 
											katılımcılara 5 Haziranda gelmiş 
											olan bizlerle birlikte otelde hoş 
											geldiniz resepsiyonu verildi. 
											 
											
											
											8 Haziranda 09.00’da otobüslerle 
											otelden hareketle Merkezi Deniz 
											müzesine ( Central Naval Museum ) 
											gidildi. Müze gezildi. Rusya’da 
											günümüze kadar yapılan 
											denizaltıların maketleri mevcut. 
											Bana müzede sanki denizaltıların 
											maketleri ve denizaltılarla ilgili 
											objeler diğer gemi tiplerine nazaran 
											daha zenginmiş gibi geldi. Osmanlı 
											Donanması ile yapılan savaşlarda ele 
											geçirilen Osmanlı Bayrakları (bu gün 
											kullandığımız bayrakların benzeri ) 
											da müzede teşhir ediliyor. Saat 
											12.00’de HODlar müze içinde uzun bir 
											salona dizilmiş milli bayraklarının 
											önünde mevki aldılar. Kongrenin 
											resmi açılışı Rus milli marşı ve 
											saygı duruşu ile yapılmış oldu. Vali 
											ve Rus Deniz Kuvvetleri Komutanı 
											adına konuşmalar yapıldı. Ayrıca HOD 
											Rusya Amiral (e.) Alexsandr Berzin ( 
											Rusya Kahramanı/ Hero of Russia ) de 
											bir konuşma yaptı. Açılış törenini 
											müteakip yine müzede öğle yemeği 
											yedik. Daha sonra iki gruba 
											ayrıldık. Biz Türk katılımcılar aynı 
											gruptaydık. Bizim grup müze haline 
											getirilmiş D-2 ( Narodovolets ) 
											denizaltısına götürüldü. ( Diğer 
											grup da C-189 müze denizaltısını 
											gezdi. ) 1931 yılında Baltık 
											Donanmasında hizmete giren D-2 
											dizel-elektrik tahrik sistemine 
											sahip çift pervaneli bir denizaltı 
											olup esas silahı torpido imiş. II 
											Dünya Harbine katılmış, dört cephe 
											görevinde 12 torpido hücumu yapmış 
											ve dört düşman gemisi batırmış. 
											1993’de şimdiki beton platform 
											üzerine koyularak müze gemisi 
											yapılmıştır. Denizaltının içine 
											girerek daireleri gezdik. Daha sonra 
											müze haline getirilmiş olan Aurora 
											kruvazörüne otobüslerle intikal 
											ettik. Roma mitolojisinde şafak 
											tanrıçası olan (veya kutuplar ve 
											çevresinde zaman zaman gözlenen 
											renkli ışımalara denilen ) Aurora St. 
											Petersburg’daki Admiralty 
											tersanesinde inşa edilip 1900’de 
											denize indirilmiş ve 1903’de hizmete 
											girmiş. Pasifikte Japonlarla yapılan 
											Çoşima ( Tsushima) deniz 
											muharebesine katılan Aurora’nın 
											komutanı ve 14 personeli 
											çatışmalarda ölmüş, yaralı İkinci 
											Komutan komutasında tarafsız 
											Manila’ya geldiyse de burada ABD 
											otoriteleri tarafından savaş sonuna 
											kadar enterne edilmiş. 1906’da 
											Baltık Denizine dönmüş ve okul 
											gemisi olarak kullanılmaya başlamış. 
											İkinci Dünya Harbinde karakol ve 
											kıyı bombardımanı görevlerinde 
											bulunmuş, 1916 sonunda da St. 
											Petersburg’da büyük onarıma 
											alınmıştır. 1917’de personelinin bir 
											kısmı Şubat ihtilaline katılmıştır. 
											Ayaklanmayı bastırmaya çalışan gemi 
											komutanı öldürülmüş, gemide bir 
											ihtilal komitesi oluşturularak 
											Aleksandr Belyshev komutan 
											seçilmiştir. Personelin büyük 
											çoğunluğu Komünist ihtilali 
											hazırlayan Bolşeviklere katılmıştır. 
											25 Ekim 1917, saat 09.45’de baş 
											kasarasından yapılan kuru sıkı top 
											atışı ile Kışlık Saray’a hücumun 
											işaretini vermiş. Böylece Ekim 
											ihtilalini başlatmış olmuş. 1918’de 
											Kronstadt Deniz Üssünde yedek filoya 
											alındı. İkinci Dünya Harbinde 
											topları sökülerek Leningrad ( St. 
											Petersburg ) savunması için karaya 
											alındı. Çeşitli hücumlara maruz 
											kalması sonucu 30 Eylül 1941’de 
											limanda battı. 1944’te Nakhimov 
											Deniz Okulunun eğitim gemisi oldu. 
											1945-1947 arası büyük onarım sonrası 
											Büyük Ekim Sosyalist Devriminin bir 
											anıtı olarak St. Petersburg’ta Neva 
											nehrine getirildi. 1957’de de müze 
											gemi oldu. Aynı gün Nakhimov deniz 
											okulınun ziyareti de planlanmıştı. 
											Ancak diğer gezilen yerlerde zaman 
											aşımı olduğundan Aurora’nın 
											gezilmesinin ardından okul ziyaret 
											edilmeden otele dönüldü. Nakhimov ( 
											Koramiral Pavel Stepanovic Nakhimov, 
											Rus Karadeniz Donanması Komutanı ) 
											30 Kasım 1853 günü Sinop’ta yatan 
											Patrona Osman Paşa komutasındaki 
											esas olarak firkateynlerden oluşan 
											Osmanlı Filosuna emrindeki altı 
											kalyonla hücum ederek karşılıklı 
											topçu muharebeleri sonucu yaklaşık 
											iki saat içinde biri hariç ( Taif 
											vapuru ) Osman Paşa’nın tüm 
											gemilerinin muharebe gücünü kırarak 
											kesin bir zafer kazandı. Osman Paşa 
											esir düştü. Bu savaşta Rus 
											gemilerinin bazılarının Osmanlı 
											topları gibi som gülle yerine 
											humbara ( bir yere çarpınca patlayan 
											mermi ) atmaları ahşap Osmanlı 
											gemilerinde büyük çapta yangınlar 
											çıkardı. Böylece Osmanlı tarafı hem 
											taktik hem de teknik baskına uğramış 
											oldu.  
											
											
											9 Haziranda 09.00’da otobüslerle 
											otelden hareketle tahkim edilmiş bir 
											bölge olan Kronstadt’a geldik. 
											Otobüslerle Kronstadt gezildi. 
											Kronstadt St. Petersburg’un 32 km 
											kuzey batısında ve Finlandiya 
											körfezinde bulunan Kotlin Adasındaki 
											Rus Baltık Donanmasının müstahkem 
											bir deniz üssüdür. Ada 1703’te 
											İsveçle yapılan savaşta Rusya 
											tarafından işgal edilmiştir. Adadaki 
											tahkimat 1708’de Büyük Petro’nun 
											emriyle St. Petersburg’u savunmak 
											için kurulmuştur. Adanın bazı 
											kısımları deniz doldurularak 
											tahkimat ve tesisler için 
											genişletilmiştir. Gerek adada 
											gerekse adanın çevresinde mevcut ve 
											oluşturulan suni adalarda “Kronstadt 
											Forts” denilen istihkâmlar ( veya 
											kaleler ) kurularak körfezden 
											gelecek düşman gemilerine karşı St. 
											Petersburg’un savunması 
											sağlanmıştır. Sadece seyir 
											yapılabilir iki dar kanal bırakılmış 
											ve bunlar da en kuvvetli kalelerle 
											emniyete alınmıştır. 19. Yüzyılda 
											istihkâmlar yeniden gözden 
											geçirilmiş, Kostantin adı verilen 
											yeni bir kale tesis edilerek ( Fort 
											Constantin ) içine dört batarya 
											yerleştirilmiştir. Körfezin daha sığ 
											kuzey girişini kapamak için de yedi 
											batarya yerleştirilmiştir. Bütün bu 
											istihkamlar alçak kalın toprak 
											duvarlarla korunmuş ve Krup 
											toplarıyla donatılmışlardı. Adada 
											sivil yerleşim de bulunmaktadır. 
											Adadaki St. Nicholas Deniz 
											Katedralinde ( Naval Cathedral of St. 
											Nicholas ) şukran ayini izlendi. 
											Daha sonra katedral özel rehberle 
											gezildi. Kostantin dahil bazı 
											istihkamları gezmeyi müteakip 
											Kostantin kalesi yanında kurulmuş 
											olan çadırda öğle yemeği yedik. 
											HODlar hariç diğer katılımcılar 
											otobüslerle otele döndüler. HODlar ( 
											çoğumuzun eşleri de geldi ) özel 
											vasıtalarla St. Petersburg’un 
											banliyösü sayılan Sestraretsk 
											kasabasına geldik. Burada bir 
											kilisenin bahçesinde tahtadan 
											yapılmış büyük bir fıçı şeklindeki 
											Rusya’nın ilk denizaltısının 
											orijinalinin boyutlarındaki 
											replikasını görüp inceledik. Bu 
											denizaltının orijinali Büyük 
											Petro’nun emriyle 1721’de marangoz 
											Yefim(Efim) Nikonov tarafından inşa 
											edilmiş. Fıçının iki yanından çıkan 
											bir çifte kürek ile ileri hareket 
											sağlanıyor. Silah olarak bu günkü 
											alev makinelerine benzer ateş 
											tüpleri (fire tubes ) vardı. Hedefe 
											yaklaşınca tüplerini su üstüne 
											uzatıp patlayıcı karışımı su üstü 
											gemisine fışkırtıyodu. İlaveten 
											Nikonov bottaki bir kişinin 
											denizaltının dışına çıkması ve su 
											üstü gemisinin sintinesini tahrip 
											etmesi için iki kapaklı bir sızmaz 
											bölme ( air lock ) de dizayn 
											etmişti. 1724’te yapılan ilk deneme 
											başarısız olsa da Büyük Petro 
											Nikonov’u denizaltıyı geliştirmesi 
											için teşvik etti. Ancak Ocak 1725’te 
											Petro’nun ölmesi ile Nikonov 
											destekçisini kaybetmiş oldu. 1725 ve 
											1727’de yaptığı tecrübeler de 
											başarısız olunca Admiraty bu proje 
											için desteğini geri çekti. Bu 
											denizaltı tamamlanmamış ve hizmete 
											girmemiş olsa da dünyadaki ilk 
											askeri denizaltı ( first military 
											submarine ) olarak kabul 
											edilmektedir. Bu ahşap denizaltının 
											gezilmesini müteakip aynı bahçede, 
											üzerinde batan 180 denizaltının ve 
											bu denizaltıların komutanlarının 
											isimleri ile denizaltılarda ölen 
											denizaltıcıların miktarının 
											yazıldığı levhaların bulunduğu anı 
											duvarının ( Wall of Remembrance ) 
											önüne geldik. Saygı duruşunu 
											müteakip duvarın önüne karanfiller 
											bıraktık. Daha sora küçük bir 
											salonda çay ve kek ikramı ile kısa 
											süre dinlenmeyi müteakip geldiğimiz 
											araçlarla önce yolumuz üzerinde olan 
											Finlandiya körfezi sahilindeki bir 
											müstahkem top bataryasını gezip 
											bilahare otelimize döndük. 
											
											
											10 Haziran 09.00’da otobüslerle 
											Seraphim mezarlığına gidildi. Burada 
											12 Ağustos 2000’de Barent Denizi’nde 
											bir kaza sonucu batan Rusların 
											nükleer denizaltısı Kursk’un ( K-141 
											) anıtı önünde tüm katılımcı 
											ülkelerin ebediyete göçmüş 
											denizaltıcılarını anma töreni 
											yapıldı. Anıtın önünde HODlar Kril 
											alfabesine göre organizatörler 
											tarafından sıralandı. Diğer 
											katılımcılar da HOD sırasının 
											karşısında yer aldılar. Saygı 
											duruşunu müteakip yapılan ülke 
											anonsu ile her HOD öne çıkarak 2-4 
											dakikalık İngilizce veya kendi 
											lisanında konuşma yaptı. (Ses düzeni 
											kurulmamıştı. ) Biz dahil 4 ülke 
											dernek bayraklarını getirmişlerdi. 
											Tören süresince dernek bayrağımızı 
											dalgalandırdık. Ben konuşmamı 
											yaparken dernek bayrağımızı taşıyan 
											Ynt. Krl. Üyemiz Yalçın Özkayalar da 
											bayrağımızla birlikte sağ yanımda 
											bulundu. Daha sonra anıta iki çelenk 
											sunuldu (Rusya, Almanya, İngiltere 
											ve Fransa HODları tarafından). Diğer 
											HODlar ve törene katılanlar da anıta 
											karanfiller sundular. Oskar II 
											sınıfının son üyesi olan, 24 seyir 
											füzesi ve 24 torpido taşıyabilen 
											Kursk Barent Denizinde tatbikatta 
											iken, kesinlikle bilinmemekle 
											birlikte muhtemelen baş torpido 
											dairesindeki hidrojen peroksit 
											kaçıntısı bir torpido harp 
											başlığının infilakına sebep olmuş ve 
											iki dakika içinde diğer harp 
											başlıklarının da patlamasına yol 
											açmıştır. Diğer ülkelerin de yardımı 
											ile yapılan kurtarma çalışmaları 
											sonuç vermemiş, gemideki 118 
											personelin tamamı ölmüştür. ( Bir 
											yıl sonra bir Hollanda firması baş 
											tarafı hariç denizaltıyı satha 
											çıkarmıştır. Bu arada 115 ceset de 
											denizden çıkarılmıştır. Bilahare 
											ayni mezarlıkta II Dünya Harbindeki 
											kuşatmada savaşırken veya açlıktan 
											ve hastalıktan ölen 100.000 Rus 
											vatandaşının toplu mezarları ziyaret 
											edildi. Bilahare tarihi Poltava 
											tersanesine intikal edilerek 
											buradaki öğle yemeğini takiben 
											tersane gezilmiş, tersanede inşa 
											edilmekte olan ve ilk Poltava’nın 
											eşi olacak ahşap Poltava kalyonun 
											gezilmesinden sonra otele 
											dönülmüştür. 54 toplu ilk Poltava St. 
											Petersburg’daki Büyük Petronun 
											kurdurduğu Admiraty tersanesinde 
											inşa edilen ilk harp gemisidir. 
											İnşaatını Petronun başlattığı gemi 
											15 Haziran 1712 tarihinde denize 
											indirilmiştir. Poltava’nın dizayn ve 
											inşaatı ile yakından ilgilenen 
											Petro’nun Donanmada daima bir 
											Poltava isimli gemi olmasını 
											istemesi sonucu şimdiye kadar yedi 
											gemi Poltava ismini taşımıştır.
											 
											
											
											11 Haziran günü 09.30’da otobüslerle 
											otelden hareketle yaz bahçesine 
											gidildi. Bu büyük parkın ortasında 
											ihtilal savaşçıları ( Revolutionary 
											Fighters ) anısına devamlı surette 
											yanan bir meşale bulunuyor. Park 
											içinde kısa bir dolaşmayı müteakip 
											Hermitage ( Fransızca inziva ) 
											müzesine otobüslerle gidildi. 
											Dünyanın en meşhur müzelerinden olan 
											müzede yaklaşık 3 milyon eser 350 
											salonda yer almaktadır. Müze 
											Leonardo da Vinci, Rembrandt, Rubens, 
											Raphael, Titian, Claude Monet, Edgar 
											Degas gibi bir çok dünya çapında 
											sanatçının eserlerine ev sahipliği 
											yapmaktadır. Aslında eskiden 
											hanedanın kışlık sarayı olan müze ve 
											diğer binaların oluşturduğu 
											kompleksin bizzatihi kendisi mimari 
											ve dekoratif sanatlar yönünden çok 
											değerli bir yapılar topluluğudur ( 
											Kışlık Saray, Eski Hermitage, Yeni 
											Hermitage, Küçük Hermitage ve 
											Hermitage Tiyatrosu ). Müzenin 
											gezilmesini müteakip otele yakın bir 
											restoranda öğle yemeği yenildi ve 
											otele dönüldü.  
											
											
											17.00 - 18.00 arası HOD toplantısı 
											yapıldı. Toplantıda en önemli konu 
											2020’de kongreye hangi ülkenin ev 
											sahipliği yapacağı idi. Adaylar 
											Karadağ ( Montenegro ) ve İsveç idi. 
											Açık oylama yapılmasına karar 
											verildi. Neticede benimde oy 
											verdiğim İsveç oy çokluğu ile 
											oylamayı kazandı. Önümüzdeki 
											yıllarda yapılacak kongrelerin 
											ülkeleri şöyle sıralanmış oldu: 
											
											
											2018 Polonya ( 55. Kongre, 22-26 
											Mayıs, Gdansk ) 
											
											
											2019 Sırbistan(56. Kongre, Belgrad ) 
											
											
											2020 İsveç (57. Kongre, Karlskrona ) 
											
											
											2021 için Yunanistan ve 2022 için 
											Hindistan bu toplantıda da talip 
											olduklarını açıkladılarsa da 
											kongrenin teamül haline gelmiş 
											uygulamasına göre 2021 için 2018’de 
											Polonya’daki, 2022 için de 2019’da 
											Sırbistan’daki kongrelerde oylama 
											yapılması gerektiği toplantı başkanı 
											Kurdin ve uzun süre bu toplatılara 
											katılan HODlar tarafından izah 
											edildi. Neticede oylamalar 
											yapılmadı. HOD İsveç kısa bir 
											teşekkür konuşması yaptı. Toplantıda 
											diğer bir konu da HOD Hollanda’nın (Ruurd 
											Van Rooijen) savaşta batan gemilerde 
											(özellikle denizaltılarda) hayatını 
											kaybedenlerin ebedi mezarları ( War 
											Graves ) sayılan gemi enkazlarının 
											izinsiz ve hoyratça çıkarılması veya 
											parçalanması bu enkazlarda bulunan 
											hayatını kaybetmiş denizcilerin 
											kalıntılarını da tahrip/yok etmekte 
											olduklarını Atina’daki kongrede ( 
											2014 ) açıkladığını hatırlatması 
											oldu. Bu durumun önlenebilmesi için 
											Van Rooijen daha önce hazırlamış 
											olduğu memorandumu bize sundu. 
											Memorandumda özetle bu konuda ücret 
											talep etmeksizin çalışan Alman bir 
											Avukata ( Mr. Tarek Buchmueller ) 
											konunun uluslar arası hukuki bir 
											rejime kavuşturulması için üye 
											derneklerden kendisine destek yetki 
											verilmesini talep ettiği 
											belirtilmektedir. HOD Polonya ( 
											Edward Olevinski ) 2018’de yapılacak 
											kongre hakkında özet bilgi verdi. 
											Taslak programa göre Malbork’a, 
											Gdynia’ya, Sopot’a gidiliyor. 2018 
											Polonya’nın yeniden bağımsızlığını 
											kazanmasının, Polonya Bahriyesinin 
											kuruluşunun ve Deniz ve Nehir 
											Birliği’nin (Sea and River League) 
											yükselişinin 100. Yıldönümü 
											olacakmış. Başkaca bir konu dile 
											getirilmediğinden Başkan toplantıyı 
											kapattı. 
											
											
											19.00’da otobüslerle Gala yemeğinin 
											tertiplendiği büyük bir salona 
											gittik. Bize 10 kişilik bir masa 
											ayırdıkları için Türk grubu olarak 
											hepimiz aynı masada oturduk. Galada 
											geleneksel olarak her HOD ev sahibi 
											HOD’a bir armağan sundu. Ev sahibi 
											HOD Amiral(e.) Aleksandr Berzin de 
											misafir HODlara üstünde St. 
											Petersburg ve Kongre ile ilgili yazı 
											ve şekiller olan birer gemi çanı 
											hediye etti. Ben de Derneğimiz adına 
											Berzin’e üzerinde klasik Türk 
											motifleri olan İznik çinisi bir 
											vazo, Kongreyi fiilen yöneten Alb.(e) 
											Igor Kurdin’e de derneğimizin 
											madalyasını sundum. Neşeli bir 
											şekilde geçen gala yemeğinden 23.00 
											civarında ayrılıp otelimize döndük.
											 
											
											
											12 Haziran günü kongre ilgililerinin 
											araç koordinesi ile Pulkovo hava 
											alanına gittik. THY’nın Pulkovo’dan 
											kalkan 15.15 uçağı ile Engin, Dinçer 
											ve eşleri hariç yurda döndük. (Engin 
											ve Dinçer de eşleriyle birlikte 13 
											Haziran’da yurda döndüler.) 
											  
											
											
											 
											 
  
											
											
											M. Doğan HACİPOĞLU 
											
											
											Denizaltılar Birliği Derneği 
											 
											
											
											Ynt. Krl. Bşk. ve HOD Türkiye 
											 
											  
											  
											  
											
									   |