54. ISA Kongresi " International Submariners Congress "  sonuç raporu:

 

54. ULUSLAR ARASI DENİZALTICILAR KONGRESİ

International Submariners Association (ISA) 54. International Submariners Congress

5-12 Haziran 2017, Saint Petersburg/ Rusya



 

Bu yıl geçtiğimiz yılların aksine Rus Denizaltıcılar Derneği ( The Saint Petersburg Submariners & Naval Veterans Club ) kongreyi Mayıs sonu yerine Haziran başında tertipledi. Süresini de gidiş dönüş günleri hariç 3 gün yerine 5 güne (gidiş dönüş günleri dahil 7 güne ) çıkardı. Geçen yıl 53. Kongrede (Pula’da) ben dahil birkaç HOD ( Head of Delegation ) alışılagelmiş olan 3 günlük programın daha pratik ve ekonomik olacağını belirtsek de geçen yılki HOD ( Rusya ) Alb. (e.) Igor Kurdin’i ikna edemedik. Ancak 2017’de 54. Kongre için web sitesi yayınlandıktan birkaç ay sonra 7 günlük programa ilaveten evvelce önerilmiş olan geleneksel 5 günlük ( gidiş dönüş günleri hariç 3 günlük ) programın da 7-12 Haziran tarihlerinde tertiplendiğini kongrenin web sitesinden öğrendik. (1 kişi için otel hariç Kongre ücreti 5-12 Haziran için 31.500 Ruble, 7-12 Haziran için 21.500 Ruble; 1 Ruble : Yaklaşık 0,061 TL)

Bu yıl kongreye katılım hem bizim hem de diğer ülkeler için rekor seviyede oldu. Bu yıl 10 kişi ile ( Ben, Engin Baykal, Dinçer Eren, Yalçın Özkayalar, Levent Tutan ve eşlerimiz ) Kongreye katıldık. ( Geçen yıl ben, Levent Tutan ve eşlerimizle 4 kişi idik. ) Bizimle birlikte 27 ülke toplam 401 kişi ile kongreye katıldı. ( Sadece Ruslar 120 Kişi idi.) Belçika, Ekvator bu yıl ilk defa katıldılar. Geçen yıl ilk defa katılan Mısır bu yıl yoktu. Japonya bu yıl da katılmadı. Benim bu kongrelere 9. katılışım oldu. Bu 9 kongrede de Denizaltı Filosuna sahip İspanya, Portekiz gibi ülkelerin kongrelere katılmadığını gördüm. Buna mukabil deniz sahili/denizaltısı olmayan Belarus, Slovenya, Sırbistan, Çek Cumhuriyeti, Kazakistan gibi ülkeler bu kongrelere katılmaktalar.

5 Haziran günü 10 kişilik Türk grubu olarak THY uçağı ile saat 14.15’de St. Petersburg Pulkovo havaalanına indik. Kongre ilgilileri tarafından karşılanarak Yunan ve Arjantinli bir kısım katılımcılarla birlikte bir minibüs ve daha sonra bir taksi ile kalacağımız 3 yıldızlı St. Petersburg oteline geldik. Epey eskimiş olan otelde yenileme çalışmaları devam ediyordu. Benimki dahil odaların çoğu henüz yenilenmemiş durumdaydı. Hem otele hem de derneğe kaydımızı yaptırıp derneğin hazırladığı sırt çantalarımızı aldık ve odalarımıza yerleştik. Akşam 19.00-21.00 arası oteldeki hoş geldiniz resepsiyonuna katıldık. Zaman olarak akşam diye ifade ediyorsam da bu mevsim bu şehirde eğer hava yağmurlu veya bulutlu değilse hava 23.00’e doğru kararıyor. Resepsiyonda genellikle diğer otellerde de olduğu gibi pasaportlarımızı aldılar. Ancak burada her pasaport için 150 Ruble ödememiz gerektiğini öğrenmemiz ilk defa karşılaştığımız bir uygulama idi.

6 Haziran sabahı 09.00’da otobüslerle otelden hareketle asıl adı tavşan adası (Hare Island ) olan Neva nehri içinde ve kuzey sahiline çok yakın Peter and Paul Kalesine (Peter and Paul Fortress ) gittik. St. Petersburg’un tarihinin bu kalenin bizim Deli Petro dediğimiz Büyük Petro ( Peter the Great ) tarafından 1703’te ilk defa tesis edilmesiyle başladığını öğrendik. Kale içindeki Peter and Paul katedralini gezdik. Katedral içinde Romanov hanedanına ait mezarlar bulunuyor. Katedralin yanındaki Büyük Dük ve Düşeslerin defnedildiği Grand Ducal Mezarı ( Grand Ducal Tomb/Grand Ducal Burial Vault ) dışarıdan görüldü. 11.30-1200 arası Bahriye bandosunun müziği ve saygı nöbetçilerinin tüfekli gösterileri izlendi. 12.00’de Naryshkin tabyasından Büyük Petro zamanında başlatılan geleneksel top atışı yapıldı. ( Top atışı her gün 12.00’de yapılıyor.) 13.00-15.00 arası üç büyük tekne ile Neva Nehri ve Finlandiya Körfezinde seyirle Petergof’a bir deniz gezisi yapıldı. Yolda üç tekne borda hattında yan yana gelerek harpte ve sulhte görevleri başında hayatlarını kaybeden denizaltıcıları anma töreni yapıldı. Denize karanfiller atıldı. Öğle yemeği de gemilerde yenildi. 15.00-18.00 arası Petergof’ta sahile çıkılarak Büyük Petro’nun Paris’teki Versay sarayından esinlenerek yaptırdığı Peterhof yazlık sarayı gezildi. Sarayın denizden yaklaşık 200 metre içerde ve sahile nazaran yüksekte inşa edilmiş olmasından faydalanılarak sarayın zemini ile deniz seviyesi arasında birbirine paralel iki adet şelale yapılmıştır. Ayrıca şelalelerin aşağısında ve ikisinin arasındaki havuzun ortasında Samson’u temsil eden büyük bir heykel bir aslanın ağzını iki eliyle açmakta ve aslanın ağzından çıkan su bir fıskiye oluşturmaktadır. Havuzun önü de denize kadar uzanan bir kanala açılmaktadır. Kanalın her iki yanındaki küçük havuzcuklarda da fıskiyeler su fışkırtmaktadır. Suların şelalelerden akışı ve fıskiyelerden fışkırması seviye farkı sayesinde yer çekimi ile olmakta, pompa vs. kullanılmamaktadır. Saray çevresinde 75 çeşme ve fıskiye 255 altın kaplamalı bronz heykel mevcuttur. Mahalli rehber verilerek sarayı gezdik. Salonların birindeki karşılıklı iki duvarda Rusların 1770 Çeşme baskını ile ilgili Osmanlı Donanmasının yakılmasını da içeren dörder tablo vardı. 1714-1721 yılları arsında yapılan ve 1723’te resmen açılan sarayın arka tarafında da çok büyük bir bahçe bulunmaktadır. Arka Bahçenin hemen yanındaki parka 54. kongrenin anısına beş adet ağaç diktik. 18.00’de gezi sonrası hydrofoil teknelerle takriben yarım saatte şehirdeki iskeleye geldik. Bizi bekleyen otobüslerle otele döndük.

7 Haziran günü 09.00’da otobüslerle otelden hareket ettik. 11.00’e kadar otobüsle şehir turu yaptık. Tur sırasında bizim “kanlı kilise” dediğimiz ( Church of the Savior on Spilled Blood ) kubbeleri regarenk, çok süslü ve adeta şehrin sembolü haline gelmiş olan kilisenin de yanından geçerken rehberimiz otobüsten inip kilisenin resmini çekmemize müsaade etti. Ancak içini gezemedik. 1 Mart 1881’de imparator II Alexander kilisenin şimdi bulunduğu yerden geçerken teröristler tarafından fırlatılan arka arkaya iki bomba hükümdarın ölümüne sebep olmuştur. Daha sonra Saint Isaac katedraline gittik.. 40 yılda inşa edilen ve 1858 yılında bitirilen binada her biri 114 ton ağırlığında 48 sütun bulunuyor. Bina 101.5 metre yüksekliğinde olup 4000 metrekarelik bir alanı kaplamaktadır. Katedralde bir koro tarafından icra edilen deniz temalı dini şarkılar dinlendi. Daha sonra otobüslerle Zafer Meydanındaki ( Victory Square ) “Leningrad’ın Kahraman Savunucuları” anıtına gidilerek II Dünya Savaşında Almanlara karşı 900 gün süren Leningrad ( St. Petersburg’un o zamanki ismi ) savunmasına ait objeler ( resim, heykel, büst video, film vb. ) izlendi/incelendi. Devamli yanmakta olan 900 küçük lamba da kuşatma günlerini belirtmektedir. 14.15-15.15 arası “Stargorod “ restoranında öğle yemeğini müteakip 15.45-17.15 arası teknelerle Neva nehrinde ve kanallarda rehberimizin açıklamaları eşliğinde bir gezinti yaptık. Bilahare otele döndük. 18.30-19.00 arasında otelde HOD toplantısı yapıldı. Toplantıda kongrenin tertipleyicisi Alb(e.) Igor Kurdin müteakip günlerde yapılacak faaliyetler hakkında bilgi verdi. HOD Karadağ 2020 yılında kongre için Karadağ’ın aday olduğunu bildirdi. Kongreyi nasıl icra edeceklerini ana hatlarıyla gösteren bir kitapçık dağıttı. HOD İsveç de 2020 için İsveç’in aday olduğunu açıkladı. 2021 kongresi için Yunanistan’ı ve 2022 kongresi için de Hindistan’ı aday olarak Yunanistan ve Hindistan HODları önerdiler. Alman ve İsrail HODları 2018 ve 2019 Kongrelerinin ülke seçimlerinin evvelce yapılmış olduğunu, bu yıl sadece 2020 için seçim yapılabileceğini belirttiler. Seçimin kongrenin son günü yapılacak HOD toplantısında yapılmasının bir gelenek olduğu ben dahil bir çok HOD tarafından belirtildi. Böylece seçim son güne ertelendi. Bu kongrelerde daima önümüzdeki üçüncü yıl hangi ülkenin kongre yapacağı seçimle belirleniyor. Böylece daima müteakip üç yıl hangi ülkelerde kongre yapılacağı bilinmiş oluyor. Akşam 19.00’da 7 Haziranda gelen katılımcılara 5 Haziranda gelmiş olan bizlerle birlikte otelde hoş geldiniz resepsiyonu verildi.

8 Haziranda 09.00’da otobüslerle otelden hareketle Merkezi Deniz müzesine ( Central Naval Museum ) gidildi. Müze gezildi. Rusya’da günümüze kadar yapılan denizaltıların maketleri mevcut. Bana müzede sanki denizaltıların maketleri ve denizaltılarla ilgili objeler diğer gemi tiplerine nazaran daha zenginmiş gibi geldi. Osmanlı Donanması ile yapılan savaşlarda ele geçirilen Osmanlı Bayrakları (bu gün kullandığımız bayrakların benzeri ) da müzede teşhir ediliyor. Saat 12.00’de HODlar müze içinde uzun bir salona dizilmiş milli bayraklarının önünde mevki aldılar. Kongrenin resmi açılışı Rus milli marşı ve saygı duruşu ile yapılmış oldu. Vali ve Rus Deniz Kuvvetleri Komutanı adına konuşmalar yapıldı. Ayrıca HOD Rusya Amiral (e.) Alexsandr Berzin ( Rusya Kahramanı/ Hero of Russia ) de bir konuşma yaptı. Açılış törenini müteakip yine müzede öğle yemeği yedik. Daha sonra iki gruba ayrıldık. Biz Türk katılımcılar aynı gruptaydık. Bizim grup müze haline getirilmiş D-2 ( Narodovolets ) denizaltısına götürüldü. ( Diğer grup da C-189 müze denizaltısını gezdi. ) 1931 yılında Baltık Donanmasında hizmete giren D-2 dizel-elektrik tahrik sistemine sahip çift pervaneli bir denizaltı olup esas silahı torpido imiş. II Dünya Harbine katılmış, dört cephe görevinde 12 torpido hücumu yapmış ve dört düşman gemisi batırmış. 1993’de şimdiki beton platform üzerine koyularak müze gemisi yapılmıştır. Denizaltının içine girerek daireleri gezdik. Daha sonra müze haline getirilmiş olan Aurora kruvazörüne otobüslerle intikal ettik. Roma mitolojisinde şafak tanrıçası olan (veya kutuplar ve çevresinde zaman zaman gözlenen renkli ışımalara denilen ) Aurora St. Petersburg’daki Admiralty tersanesinde inşa edilip 1900’de denize indirilmiş ve 1903’de hizmete girmiş. Pasifikte Japonlarla yapılan Çoşima ( Tsushima) deniz muharebesine katılan Aurora’nın komutanı ve 14 personeli çatışmalarda ölmüş, yaralı İkinci Komutan komutasında tarafsız Manila’ya geldiyse de burada ABD otoriteleri tarafından savaş sonuna kadar enterne edilmiş. 1906’da Baltık Denizine dönmüş ve okul gemisi olarak kullanılmaya başlamış. İkinci Dünya Harbinde karakol ve kıyı bombardımanı görevlerinde bulunmuş, 1916 sonunda da St. Petersburg’da büyük onarıma alınmıştır. 1917’de personelinin bir kısmı Şubat ihtilaline katılmıştır. Ayaklanmayı bastırmaya çalışan gemi komutanı öldürülmüş, gemide bir ihtilal komitesi oluşturularak Aleksandr Belyshev komutan seçilmiştir. Personelin büyük çoğunluğu Komünist ihtilali hazırlayan Bolşeviklere katılmıştır. 25 Ekim 1917, saat 09.45’de baş kasarasından yapılan kuru sıkı top atışı ile Kışlık Saray’a hücumun işaretini vermiş. Böylece Ekim ihtilalini başlatmış olmuş. 1918’de Kronstadt Deniz Üssünde yedek filoya alındı. İkinci Dünya Harbinde topları sökülerek Leningrad ( St. Petersburg ) savunması için karaya alındı. Çeşitli hücumlara maruz kalması sonucu 30 Eylül 1941’de limanda battı. 1944’te Nakhimov Deniz Okulunun eğitim gemisi oldu. 1945-1947 arası büyük onarım sonrası Büyük Ekim Sosyalist Devriminin bir anıtı olarak St. Petersburg’ta Neva nehrine getirildi. 1957’de de müze gemi oldu. Aynı gün Nakhimov deniz okulınun ziyareti de planlanmıştı. Ancak diğer gezilen yerlerde zaman aşımı olduğundan Aurora’nın gezilmesinin ardından okul ziyaret edilmeden otele dönüldü. Nakhimov ( Koramiral Pavel Stepanovic Nakhimov, Rus Karadeniz Donanması Komutanı ) 30 Kasım 1853 günü Sinop’ta yatan Patrona Osman Paşa komutasındaki esas olarak firkateynlerden oluşan Osmanlı Filosuna emrindeki altı kalyonla hücum ederek karşılıklı topçu muharebeleri sonucu yaklaşık iki saat içinde biri hariç ( Taif vapuru ) Osman Paşa’nın tüm gemilerinin muharebe gücünü kırarak kesin bir zafer kazandı. Osman Paşa esir düştü. Bu savaşta Rus gemilerinin bazılarının Osmanlı topları gibi som gülle yerine humbara ( bir yere çarpınca patlayan mermi ) atmaları ahşap Osmanlı gemilerinde büyük çapta yangınlar çıkardı. Böylece Osmanlı tarafı hem taktik hem de teknik baskına uğramış oldu.

9 Haziranda 09.00’da otobüslerle otelden hareketle tahkim edilmiş bir bölge olan Kronstadt’a geldik. Otobüslerle Kronstadt gezildi. Kronstadt St. Petersburg’un 32 km kuzey batısında ve Finlandiya körfezinde bulunan Kotlin Adasındaki Rus Baltık Donanmasının müstahkem bir deniz üssüdür. Ada 1703’te İsveçle yapılan savaşta Rusya tarafından işgal edilmiştir. Adadaki tahkimat 1708’de Büyük Petro’nun emriyle St. Petersburg’u savunmak için kurulmuştur. Adanın bazı kısımları deniz doldurularak tahkimat ve tesisler için genişletilmiştir. Gerek adada gerekse adanın çevresinde mevcut ve oluşturulan suni adalarda “Kronstadt Forts” denilen istihkâmlar ( veya kaleler ) kurularak körfezden gelecek düşman gemilerine karşı St. Petersburg’un savunması sağlanmıştır. Sadece seyir yapılabilir iki dar kanal bırakılmış ve bunlar da en kuvvetli kalelerle emniyete alınmıştır. 19. Yüzyılda istihkâmlar yeniden gözden geçirilmiş, Kostantin adı verilen yeni bir kale tesis edilerek ( Fort Constantin ) içine dört batarya yerleştirilmiştir. Körfezin daha sığ kuzey girişini kapamak için de yedi batarya yerleştirilmiştir. Bütün bu istihkamlar alçak kalın toprak duvarlarla korunmuş ve Krup toplarıyla donatılmışlardı. Adada sivil yerleşim de bulunmaktadır. Adadaki St. Nicholas Deniz Katedralinde ( Naval Cathedral of St. Nicholas ) şukran ayini izlendi. Daha sonra katedral özel rehberle gezildi. Kostantin dahil bazı istihkamları gezmeyi müteakip Kostantin kalesi yanında kurulmuş olan çadırda öğle yemeği yedik. HODlar hariç diğer katılımcılar otobüslerle otele döndüler. HODlar ( çoğumuzun eşleri de geldi ) özel vasıtalarla St. Petersburg’un banliyösü sayılan Sestraretsk kasabasına geldik. Burada bir kilisenin bahçesinde tahtadan yapılmış büyük bir fıçı şeklindeki Rusya’nın ilk denizaltısının orijinalinin boyutlarındaki replikasını görüp inceledik. Bu denizaltının orijinali Büyük Petro’nun emriyle 1721’de marangoz Yefim(Efim) Nikonov tarafından inşa edilmiş. Fıçının iki yanından çıkan bir çifte kürek ile ileri hareket sağlanıyor. Silah olarak bu günkü alev makinelerine benzer ateş tüpleri (fire tubes ) vardı. Hedefe yaklaşınca tüplerini su üstüne uzatıp patlayıcı karışımı su üstü gemisine fışkırtıyodu. İlaveten Nikonov bottaki bir kişinin denizaltının dışına çıkması ve su üstü gemisinin sintinesini tahrip etmesi için iki kapaklı bir sızmaz bölme ( air lock ) de dizayn etmişti. 1724’te yapılan ilk deneme başarısız olsa da Büyük Petro Nikonov’u denizaltıyı geliştirmesi için teşvik etti. Ancak Ocak 1725’te Petro’nun ölmesi ile Nikonov destekçisini kaybetmiş oldu. 1725 ve 1727’de yaptığı tecrübeler de başarısız olunca Admiraty bu proje için desteğini geri çekti. Bu denizaltı tamamlanmamış ve hizmete girmemiş olsa da dünyadaki ilk askeri denizaltı ( first military submarine ) olarak kabul edilmektedir. Bu ahşap denizaltının gezilmesini müteakip aynı bahçede, üzerinde batan 180 denizaltının ve bu denizaltıların komutanlarının isimleri ile denizaltılarda ölen denizaltıcıların miktarının yazıldığı levhaların bulunduğu anı duvarının ( Wall of Remembrance ) önüne geldik. Saygı duruşunu müteakip duvarın önüne karanfiller bıraktık. Daha sora küçük bir salonda çay ve kek ikramı ile kısa süre dinlenmeyi müteakip geldiğimiz araçlarla önce yolumuz üzerinde olan Finlandiya körfezi sahilindeki bir müstahkem top bataryasını gezip bilahare otelimize döndük.

10 Haziran 09.00’da otobüslerle Seraphim mezarlığına gidildi. Burada 12 Ağustos 2000’de Barent Denizi’nde bir kaza sonucu batan Rusların nükleer denizaltısı Kursk’un ( K-141 ) anıtı önünde tüm katılımcı ülkelerin ebediyete göçmüş denizaltıcılarını anma töreni yapıldı. Anıtın önünde HODlar Kril alfabesine göre organizatörler tarafından sıralandı. Diğer katılımcılar da HOD sırasının karşısında yer aldılar. Saygı duruşunu müteakip yapılan ülke anonsu ile her HOD öne çıkarak 2-4 dakikalık İngilizce veya kendi lisanında konuşma yaptı. (Ses düzeni kurulmamıştı. ) Biz dahil 4 ülke dernek bayraklarını getirmişlerdi. Tören süresince dernek bayrağımızı dalgalandırdık. Ben konuşmamı yaparken dernek bayrağımızı taşıyan Ynt. Krl. Üyemiz Yalçın Özkayalar da bayrağımızla birlikte sağ yanımda bulundu. Daha sonra anıta iki çelenk sunuldu (Rusya, Almanya, İngiltere ve Fransa HODları tarafından). Diğer HODlar ve törene katılanlar da anıta karanfiller sundular. Oskar II sınıfının son üyesi olan, 24 seyir füzesi ve 24 torpido taşıyabilen Kursk Barent Denizinde tatbikatta iken, kesinlikle bilinmemekle birlikte muhtemelen baş torpido dairesindeki hidrojen peroksit kaçıntısı bir torpido harp başlığının infilakına sebep olmuş ve iki dakika içinde diğer harp başlıklarının da patlamasına yol açmıştır. Diğer ülkelerin de yardımı ile yapılan kurtarma çalışmaları sonuç vermemiş, gemideki 118 personelin tamamı ölmüştür. ( Bir yıl sonra bir Hollanda firması baş tarafı hariç denizaltıyı satha çıkarmıştır. Bu arada 115 ceset de denizden çıkarılmıştır. Bilahare ayni mezarlıkta II Dünya Harbindeki kuşatmada savaşırken veya açlıktan ve hastalıktan ölen 100.000 Rus vatandaşının toplu mezarları ziyaret edildi. Bilahare tarihi Poltava tersanesine intikal edilerek buradaki öğle yemeğini takiben tersane gezilmiş, tersanede inşa edilmekte olan ve ilk Poltava’nın eşi olacak ahşap Poltava kalyonun gezilmesinden sonra otele dönülmüştür. 54 toplu ilk Poltava St. Petersburg’daki Büyük Petronun kurdurduğu Admiraty tersanesinde inşa edilen ilk harp gemisidir. İnşaatını Petronun başlattığı gemi 15 Haziran 1712 tarihinde denize indirilmiştir. Poltava’nın dizayn ve inşaatı ile yakından ilgilenen Petro’nun Donanmada daima bir Poltava isimli gemi olmasını istemesi sonucu şimdiye kadar yedi gemi Poltava ismini taşımıştır.

11 Haziran günü 09.30’da otobüslerle otelden hareketle yaz bahçesine gidildi. Bu büyük parkın ortasında ihtilal savaşçıları ( Revolutionary Fighters ) anısına devamlı surette yanan bir meşale bulunuyor. Park içinde kısa bir dolaşmayı müteakip Hermitage ( Fransızca inziva ) müzesine otobüslerle gidildi. Dünyanın en meşhur müzelerinden olan müzede yaklaşık 3 milyon eser 350 salonda yer almaktadır. Müze Leonardo da Vinci, Rembrandt, Rubens, Raphael, Titian, Claude Monet, Edgar Degas gibi bir çok dünya çapında sanatçının eserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Aslında eskiden hanedanın kışlık sarayı olan müze ve diğer binaların oluşturduğu kompleksin bizzatihi kendisi mimari ve dekoratif sanatlar yönünden çok değerli bir yapılar topluluğudur ( Kışlık Saray, Eski Hermitage, Yeni Hermitage, Küçük Hermitage ve Hermitage Tiyatrosu ). Müzenin gezilmesini müteakip otele yakın bir restoranda öğle yemeği yenildi ve otele dönüldü.

17.00 - 18.00 arası HOD toplantısı yapıldı. Toplantıda en önemli konu 2020’de kongreye hangi ülkenin ev sahipliği yapacağı idi. Adaylar Karadağ ( Montenegro ) ve İsveç idi. Açık oylama yapılmasına karar verildi. Neticede benimde oy verdiğim İsveç oy çokluğu ile oylamayı kazandı. Önümüzdeki yıllarda yapılacak kongrelerin ülkeleri şöyle sıralanmış oldu:

2018 Polonya ( 55. Kongre, 22-26 Mayıs, Gdansk )

2019 Sırbistan(56. Kongre, Belgrad )

2020 İsveç (57. Kongre, Karlskrona )

2021 için Yunanistan ve 2022 için Hindistan bu toplantıda da talip olduklarını açıkladılarsa da kongrenin teamül haline gelmiş uygulamasına göre 2021 için 2018’de Polonya’daki, 2022 için de 2019’da Sırbistan’daki kongrelerde oylama yapılması gerektiği toplantı başkanı Kurdin ve uzun süre bu toplatılara katılan HODlar tarafından izah edildi. Neticede oylamalar yapılmadı. HOD İsveç kısa bir teşekkür konuşması yaptı. Toplantıda diğer bir konu da HOD Hollanda’nın (Ruurd Van Rooijen) savaşta batan gemilerde (özellikle denizaltılarda) hayatını kaybedenlerin ebedi mezarları ( War Graves ) sayılan gemi enkazlarının izinsiz ve hoyratça çıkarılması veya parçalanması bu enkazlarda bulunan hayatını kaybetmiş denizcilerin kalıntılarını da tahrip/yok etmekte olduklarını Atina’daki kongrede ( 2014 ) açıkladığını hatırlatması oldu. Bu durumun önlenebilmesi için Van Rooijen daha önce hazırlamış olduğu memorandumu bize sundu. Memorandumda özetle bu konuda ücret talep etmeksizin çalışan Alman bir Avukata ( Mr. Tarek Buchmueller ) konunun uluslar arası hukuki bir rejime kavuşturulması için üye derneklerden kendisine destek yetki verilmesini talep ettiği belirtilmektedir. HOD Polonya ( Edward Olevinski ) 2018’de yapılacak kongre hakkında özet bilgi verdi. Taslak programa göre Malbork’a, Gdynia’ya, Sopot’a gidiliyor. 2018 Polonya’nın yeniden bağımsızlığını kazanmasının, Polonya Bahriyesinin kuruluşunun ve Deniz ve Nehir Birliği’nin (Sea and River League) yükselişinin 100. Yıldönümü olacakmış. Başkaca bir konu dile getirilmediğinden Başkan toplantıyı kapattı.

19.00’da otobüslerle Gala yemeğinin tertiplendiği büyük bir salona gittik. Bize 10 kişilik bir masa ayırdıkları için Türk grubu olarak hepimiz aynı masada oturduk. Galada geleneksel olarak her HOD ev sahibi HOD’a bir armağan sundu. Ev sahibi HOD Amiral(e.) Aleksandr Berzin de misafir HODlara üstünde St. Petersburg ve Kongre ile ilgili yazı ve şekiller olan birer gemi çanı hediye etti. Ben de Derneğimiz adına Berzin’e üzerinde klasik Türk motifleri olan İznik çinisi bir vazo, Kongreyi fiilen yöneten Alb.(e) Igor Kurdin’e de derneğimizin madalyasını sundum. Neşeli bir şekilde geçen gala yemeğinden 23.00 civarında ayrılıp otelimize döndük.

12 Haziran günü kongre ilgililerinin araç koordinesi ile Pulkovo hava alanına gittik. THY’nın Pulkovo’dan kalkan 15.15 uçağı ile Engin, Dinçer ve eşleri hariç yurda döndük. (Engin ve Dinçer de eşleriyle birlikte 13 Haziran’da yurda döndüler.)

 



 

M. Doğan HACİPOĞLU

Denizaltılar Birliği Derneği

Ynt. Krl. Bşk. ve HOD Türkiye

 

 

 

 


Yönetim Kurulu.                                           Tüm Etkinlikler.                                                  Üyeler.

 
 
 
 

 

     
 

 

Denizaltıcılar Birliği Derneği Logosu

 
 

 

Copyright © 2007 Denizalticilarbirligi.