52.ISA
2015 PORTSMOUTH KONGRE SONUÇ RAPORU :
52. ULUSLAR ARASI
DENİZALTICILAR KONGRESİ
Bu yılki ISA (International
Submariners Association ) kongresi İngiliz Bahriyesinin tarihi deniz
üssünün ( Her Majesty’s Naval Base, kuruluşu:1194 ), müzelerinin ve
müze gemilerinin bulunduğu Portsmouth( İngiltere )’da 18-21 Mayıs
tarihlerinde icra edildi. Deniz üssü İngiliz Bahriyesinin su üstü
gemilerinin üçte ikisinin bağlama limanı olup üs dünyanın en eski
taş havuzuna (dry dock) sahiptir. Portsmouth ayrıca meşhur İngiliz
yazar Charles Dickens’in de doğum yeridir. 22 Mayıs’tan itibaren
katılımcılar ülkelerine dönmeye veya kongre dışı kendi özel
programlarına başladılar.
Bu yıl Türk
grubu dört kişiden oluşuyordu. ( ben ve eşim, derneğimizin üyesi
Levent Tutan ve eşi. Ancak hem bizim derneğin ve hem de ABD derneği
üyesi olan ve ABD derneği ile kongreye gelen müstafi denizaltıcı
telsiz astsubayı Erol Akın’ı da sayarsak mevcudumuz beş oluyor.)
Gurubumuz Londra/Gatwick hava alanına 18 Mayıs 11.35’te indi. Daha
önce yaklaşık aynı zamanda gelecek Ukrayna grubu ile birlikte
alandan alınıp otelimize götürüleceğimiz kararlaştırılmıştı. Ancak
bizi karşılayacak ev sahibi dernek ilgilisini ve Ukraynalıları
bulmak için epey uğraştık. Nihayet iki adet minibüsle ve
Ukraynalılarla birlikte yaklaşık bir saat onbeş dakikalık bir
yolculuk sonunda Portsmouth’da şehir dışındaki kalacağımız Marriott
oteline (4 yıldızlı) saat 14.00 civarında ulaşabildik.
Katılımcılardan bir kısmı da bizim otele yaklaşık 50 metre
mesafedeki Premier İnn otelinde kaldı. Hem otele hem de derneğin
kayıt masasına kaydımızı yaptırdık. Bizlere kayıt sırasında çanta
niyetine Çin malı sentetik kalınca bir kumaştan yapılmış ve üzerine
52. Kongrenin logosu yapıştırılmış siyah birer saplı torba verdiler.
Bizim tertiplediğimiz 48. Kongrede dağıttığımız erkeklere evrak
çantası ve bayanlara plaj/alıveriş çantası ile bu torbaların
mukayese dahi edilemeyeceğini gördük. Ayrıca bizim çantaların içine
koyarak dağıttığımız erkek ve bayanlar için ayrı ayrı imal edilmiş T
shirtler ve kongre şapkaları bu torbalarda bulunmuyordu ama şapka ve
t shirtleri isteyenlere kayıt masasında satıyorlardı. Diğer taraftan
İngiltere havası dikkate alınarak torbalara birer plastik yağmurluk
ve şemsiye koyulmuştu. İngiliz derneğinin kongrenin icrası için
herhangi bir turizm/seyahat şirketi ile anlaşmadığı, bu hizmeti
üyeler ve eşlerinin fiilen çalışarak yürüttükleri görüldü. İngilizce
bilmeyenler için tercüman rehber de tutulmamıştı ( Özellikle Ruslar
ve Ukraynalılar.her yıl rehber talep ederler ).
Otele
yerleşmeyi müteakip 17.00’da Marriott otelinin bir salonunda
Delegasyon Başkanları ( Heads of Delegation/HODs ) toplantısı
yapıldı. Sadece koordinasyon, kongre faaliyetlerinin açıklanmasını
kapsayan ve 21 Mayıs’ta yapılacak HOD toplantısının görüşme
maddelerinin dağıtıldığı bu kısa ve gayrı resmi toplantıda HODlar
birbirlerine hoş geldiniz dediler. Kongreye ilk defa katılan
Kazakistan delegesi ve değişen Rusya, Hindistan, Avustralya, Norveç,
Polonya ve Ukrayna delegeleri ile de tanışıldı. Vize alamadığı için
gelemeyen Sırbistan delegesi için üzüntümüz dile getirildi ise de ev
sahibi HOD her hangi bir yorumda bulunmadı. Dağıtılan broşüre göre
21 ülkeden katılımcı sayısı 201 kişi idi.
Aynı gün akşam
18.00-21.00 arasında yine Marriott otelindeki bir salonda kongrenin
açılış seramonisi yapıldı. Ev sahibi HOD Lord Brian De Mullet ve
emekli bir denizaltıcı amiralin kısa konuşmalarından sonra açık büfe
yemeğe başlandı. Yemek sonrası katılımcılar sohbete devam etti veya
istirahate çekildi.
19 Mayıs günü
saat 09.30’da otobüslerle Arundel şatosuna hareket edildi. 10.00
civarında şatoya varılarak rehberli olarak şato gezildi. Şato
Arundel kasabasının kenarında. Kasabanın içinden Arun nehri
geçiyor.İlk defa 1067’de Roger De Montgomery tarafından inşa
ettirilen şato halen Norfolk Dükünün malikhanesi. Kasabadan müzeye
giden yolun başında da Arundel kasabasının müzesi bulunmakta. Şato
iç harp sırasında ( 1642-1645 ) önce kral taraftarlarının sonra
Oliver Cromwell’in Parlamentocularının hücumlarına maruz kalmış ve
büyük ölçüde tahrip olmuşsa da 18. ve 19. Asırlarda restore
edilmiştir. Esas olarak 15. Norfolk Dükü Henry tarafından yaptırılan
ve 1900’da biten büyük restorasyonla şato günümüzdeki durumuna
gelmiş. Rehberli geziyi müteakip verilen serbest zamanda isteyen
şatoyu kendisi daha detaylı gezdi ve/veya şatonun bahçelerini, St
Nicholas kilisesini gül bahçesini ve bir çok camlı ve açık seralarda
çeşitli bitki ve çiçeklerin yetiştirildiği Collector’s Earl’s
bahçesini gezdi ( şato arazisi yaklaşık 16,2 hektar ). Öğleyin şato
bahçesine kurulan büyük çadırda ( İngilizler bu tip çadırlara
“marquee”diyorlar ) öğle yemeği yendi. Yemek masalara konulmuş
börek, çörek, küçük pastalar ve beyaz/kırmızı şaraptan ibaret olup
self servis olarak çay ve kahve de vardı. Yemekten sonra da devam
eden serbest zamanda çevrede ve kasabada gezinti yapıldı. 15.30’da
otobüslerle otele dönülmek üzere Arundel’den hareket edildi.
Otobüslerle
18.00’de otellerden hareketle Southhamton yat limanına intikal
ederek bir feribota bindik. Solent bölgesinde, körfez ve sahillerde
üç saate yakın bir süre deniz gezintisi yapıldı. Bu süre içinde
gemide self servis yemek yendi ( aynı çukur plastik kap içinde bir
parça tavuk, patates kızartması, birer domates ve hıyar dilimi ve
küçük bir yeşil salatalık yaprağı ). İçki olarak masalara birer şişe
kırmızı ve beyaz şarap konulmuştu. İlave içki isteyenler açılan
büfeden ücreti mukabilinde içki aldılar. Aynı sistem ilk geceki
yemekte, stadyumdaki yemekte hatta gala gecesinde de uygulandı. Saat
20.00 civarında geminin kıç güvertesinde HODlar toplanarak kıçtan
denize hayatını kaybeden denizaltıcılar anısına küçük bir çelenk
atıldı. Gezi sonunda otobüslerle otele dönüldü.
Otobüslerle 20
Mayıs 09.30’da Portsmouth tarihi doklarına hareket ettik.
Katılımcılara dağıtılan isim etiketlerinin boyun askılarının rengi
kırmızı ve mavi idi.Böylece katılımcılar kolayca iki ayrı gruba
ayrılabiliyordu.Bu gezide gezilecek yerler iki grup tarafından
farklı zamanlarda gezildi. Türk katılımcılar kırmızı grup
içindeydi.Bizim grubumuz önce Gosport’taki denizaltı müzesini ve
karada bir kızak üzerine oturtulmuş olan HMS Alliance denizaltısını
gezdi. Müze binası HMS Alliance’ın tam karşısında, basit fakat
denizaltı müzesinin ihtiyaçlarına göre inşa edilmiş modern bir yapı
idi. Müzede bulunan ve İngilizler için önemli olan objelerden biri
Holland 1 denizaltısı idi. İngiliz Bahriyesinin ilk denizaltısı olan
bu gemi sekiz kişilik gönüllü personeli ile 1901’de denize
indirilmişti ( yani Türk denizaltıcılığının başlangıcından 15 yıl
sonra ). Halen 2001’de İngiliz denizaltıcılığının 100. yılında
açılan, müzeye bitişik klima kontrollu özel binasında (Holland
Gallery) teşhir edilmektedir. Müzeyi gezerken bizim 1886’da denize
indirdiğimiz ve dalmış durumdayken hedefe torpido atan dünyadaki ilk
denizaltı olan Abdülhamid’ten günümüze hiçbir şey kalmadığını
üzülerek hatırladık. Müzede ayrıca İngiltere’de II Dünya Harbinden
kalan yegane Midget denizaltısı olan HMS X 24 de sergileniyor. HMS
Alliance’ı gezmeden denizaltıyı tanıtıcı ve denizaltıdaki yaşamı
anlatan bir filmi de seyredebilirsiniz. 1776’da Amerikalı David
Bushnell’in icadı, adeta dik duran bir yumurtayı andıran Turtle’ın
da bire bir ölçekli replikası müzede yer alıyor. Keza müzeye monte
edilmiş bir periskoptan ziyaretçiler dışarıya bakabiliyor. 1982’de
Falklands harekatında bir nükleer denizaltı olan HMS Conqueror’un
klasik bir torpido ile Arjantin’in Belgrano kruvazörünü batırışının
hikayesini komutan kamarasına oturup dinleyebilirsiniz. Müzede
denizaltılarda kullanılan bir çok alet edevat da sergileniyor.
Ayrıca müze girişinde denizaltılar ve denizaltıcılıkla ilgili
kitaplar ve hatıra eşyaları da satılıyor. Müzeden sonra 1947’de
hizmete giren ve 1979’da müze olması için çalışmalara başlanan
İngiltere’nin son II Dünya Harbi zamanı denizaltısı olan HMS
Alliance’ı gezdik. Geminin baş ve kıç torpido dairelerinin sancak
taraflarına birer kapı açılarak ve bu kapılara kolayca ulaşacak
geniş merdivenler ve asansör yapılarak ziyaretçilerin gemide dik
merdivenlerden inip çıkması önlenmiş. Gemide torpidoların atılması,
dizellerin çalışması, telsiz kamarasındaki faaliyetler vs. ses,
hareket hatta koku efektleriyle canlandırılmış. ( Örneğin dizel
dairesine girer girmez dizellerin büyük bir gürültü ile
çalışmalarının sesini duyuyorsunuz. Ayrıca yürüdüğümüz platform da
dizeller fiilen çalışırken nasıl titriyorsa o şekilde titriyor. )
Periskoplar santralda. Kule ve köprü üstü ziyaretçilere kapalı
(komutan kamarası kulede).
Saat 12.00’de
müzenin uzantısındaki iskeleden bir tekneyle tarihi doklara geçtik.
İlk olarak Boathouse No 7 binası içindeki deniz ve denizcilikle
ilgili objeler ( vardiya saati, barometre vs. ), hatıra eşyaları,
kitaplar satan büyük bir mağazayı ve 1911’de bu doklarda yapılan
işlerin bir kısmını mankenler, o zamanın makineleri ve aletleri de
kullanılarak anlatan bir sergiyi gezdikten sonra ( 18. ve
19.asırlarda doklar bölgesi 25.000 kişinin çalıştığı dünyanın en
büyük endüstriyel komleksi imiş.) daha ilerideki Deniz Müzesini (
National Museum of Royal Navy ) gezdik. Müzede Çanakkale
muharebesinin 100. yılı anısına Nisan 2015’de açılmış olan
“Gallipoli: Myth and Memory” isimli özel bir sergi de vardı. Ayrıca
1915’de Gelibolu yarımadasında başlangıçta Ağustos 1915’de Suvla
körfezindeki çıkarmayı iki adet 6 pusluk.( 154.2mm ) topuyla
destekleyen ve harekat süresince bölgede görev yapan HMS M.33
monitorunun da bu bölgede HMS Victory’nin hemen arkasındaki bir taş
havuz (No 1 Dock )içinde müze gemi olarak 2015 Ağustos ayı içinde
ziyarete açılacağını müzedeki HMS M.33 broşüründen öğrendik. Broşüre
göre yedi haftada inşa edilen anılan gemi İngiltere’nin Çanakkale
harekatına iştirak etmiş olan donamasından bu güne kalan yegane harp
gemisi. Ayrıca 1914-1918 savaşından bu güne ulaşabilen iki İngiliz
harp gemisinden biri.
Tekrar
Boathouse No 7’ye döndük ve bu binadaki restoranda bizim grubumuz
için saat 13.30’da başlayan öğle yemeğimizi yedik. Yemekten sonra
aynı bölgedeki 1765’te denize indirilen ve 1805’deki Trafalgar Deniz
Savaşının galibi ve çatışma sırasında hayatını kaybeden Amiral
Nelson’un bu savaştaki sancak gemisi ( dünyanın en eski hizmetteki
savaş gemisi, Ekim 2012’den bu yana Deniz Kuvvetleri Komutanının
yani Birinci Deniz Lordunun sancak gemisi ) olan HMS Victory’i
gezdik. Üç direkli, teknesi meşe ağacından yapılmış bir kalyon olan
geminin üç top güvertesinde, kıçüstü güvertesinde ve baş kasarasında
toplam 104 topu var. 1922’de bu yana bir taş havuzda bulunan geminin
deplasmanı.3500 ton.
Daha sonra
Victory’nin iskele tarafında bulunan Marry Rose müzesi gezildi.
1510’da inşa edilmiş çeşitli muharebelere iştirakten sonra 1536’da
büyük onarım görmüş olan Kral Henry VIII’in sancak gemisi olan
karaka tıpi bu gemi 15 Temmuz 1545’de Fransa istila donanmasının
kadırgalarına karşı çarpışırken Portsmouth ile Wight adasının
arasındaki Solent boğazında batmıştı. 1971’de Mary Rose batığı
bulundu. Deniz arkeolojisi tarihindeki en kompleks ve pahalı
çalışmalardan biri ile 1982’de denizden parçalanmış olarak
çıkarıldı.Teknenin nispeten parçalanmamış kısmı ve denizden
çıkarılan binlerce gemi parçaları ile gemideki malzeme ( top,ok,yay,
kap kacak, kişisel eşyalar vs ) müzede günümüzün modern müzecilik
teknikleri ile sergilenmektedir.Müze boyuna olduğu kadar dikey
düzlemde de gemiyi görebilmek için üç katlı yapılmış olup her
kattaki pencerelerden birleştirilebilen parçalardan oluşturulmaya
çalışılan geminin enkazı görülebilmektedir.
Son olarak
dünyanın ilk demir tekneli zırhlı harp gemisi olan, 1860’da denize
indirilen ve 1861’de hizmete giren HMS Warrior gezildi.Hem yelken
donanımı hem de stim makinesi olan gemi İngiliz Donmasının ilk
“ironclad”ı idi.Denize indirildiğinde dünyanın en büyük, en hızlı ve
en güçlü harp gemisi idi. Deniz piyadeleri ile birlikte personeli
36’sı subay olmak üzere 705 kişiydi. 9210 ton deplasmanında, stim
makinesi ile 14,3 kts, yelkenle 13 kts ve hem yelken hem stim
makinesi ile 17,5 kts sürat yapabiliyordu. 26 adet 30.8 kg.lık,
ağızdan doldurulan , 10 adet 49,9kg.lık ve 4 adet 18,1 kg.lık yivli,
kamadan doldurulan Armstrong topu var.Tam boyu 418 kadem olan
geminin her iki bordasında 213 kadem boyunda, 22 kadem derinliğinde
ve 4,5 pus kalınlığında dövme demirden zırh bulunuyor.Gemide hasar
aldığında batmayı önlemek için 92 adet su geçmez bölme mevcut.
16.30 civarında doklarla otel
arasındaki mekik servisi yapan bir otobüsle otele döndük. 18.30’da
otobüslerle Portsmouth futbol takımının stadyumuna gidildi. Tüm
katılımcıların hep birlikte tribünlerde yer alması sonrasında toplu
fotoğraf çekildi. Müteakiben tribünlerin altında bir salona
geçilerek akşam yemeği yendi Müzik DJ tarafından sağlanıyordu. Yaş
ortalaması ileri olduğu halde katılımcılar hızlı dansları da başarı
ile icra ettiler.23.00’da otellere dönüldü.
21 Mayıs günü 10.00’da Deniz
Anıtına ( Naval Memorial ) gitmek üzere otellerden hareket edildi.
Anıt şehrin güneyindeki sahilde ( Bu bölgeye Southsea Seafront
deniyor. ) bulunuyor. Anıtın bulunduğu yerin ismi ise “Southsea
Common”.Southsea bölgesi yerleşime ve yapılaşmaya kapatılmış sadece
birkaç sosyal tesis, anıt,kilise dışında tamamen çimenlik ve ağaçlık
bir alan. Anıt 1914-1918 ve 1939-1945 tarihleri arasındaki I. ve II.
Dünya savaşlarında büyük çoğunluğu denizde ölen ve bilinen mezarları
olmayan bahriye personelinin anısına dikilmiş. Anıtın alt kısmındaki
duvarlara ve II Dünya Harbinde ölenleri anmak için yapılan ilave
kısımdaki duvarlara raptedilmiş olan 95 metal panelde mezarları
deniz olan veya bilinmeyen 24.588 denizcinin kabartma harflerle
yazılmış kimlikleri var. Önce HODlar alfabetik sırayla anıtın
önündeki üst platformda dizildik. Lord Brian bizi İngiliz Denizaltı
Filosu Komutanı ( Flag Officer, Submarines yerine İngiliz
Bahriyesinin son organizasyon değişiklikleri ile çift şapkalı: Rear
Admiral, Submarines ve Commander Operations.) Tümamiral Matthew Parr
ve şehrin belediye reisi ile tanıştırdı. Bilahare alt platformda
alfabetik sıra ile daha önce hazırlanmış olan milli bayraklarımızın
önünde durduk. Filo K., belediye reisi, İngiliz Denizaltıcılar
Derneğinin milli başkanı da Lord Brian ile birlikte HODların
sırasının bitiminde ve bu sıraya dik olarak mevki aldılar.Onların
arkasına da deniz bandosu geldi. HODların karşısndaki ve
ilerisindeki alanda hazırlanmış oturma yerlerine de kongre
katılımcıları oturdular.Saygı duruşundan ve İngiliz milli marşının
çalınmasından sonra Filo K.’nın, belediye reisinin, Lord Brian’ın ve
bahriye rahibinin dini içerikli olmayan konuşmalarından sonra her
HOD iki dakikayı geçmeyen ister İngilizce ister kendi lisanında harp
zamanı veya sulhte denizaltı hizmetindeyken hayatını kaybedenlerin
anısına saygıyı vurgulayan konuşmalar yaptı. Ben de büyük çoğunluğun
anlaması için İngilizce kısa bir konuşma yaptım. Daha sonra
hazırlanan çelenk bulunduğumuz mevkideki çelenk sunma yerine HODlar
adına Filo K. ve Lord Brian tarafından koyuldu. Daha küçük iki
çelenk de belediye reisi ve İngiliz denizaltıcılar derneği milli
başkanı tarafından anıta koyuldu. Törenin sona ermesini müteakip
HODlar kendilerine tahsisli otobüsle deniz üssünün sosyal binasına (
HMS Nelson) gitti.Bu tarihi binanın önünden geçen yolun karşısındaki
diğer üs binalarının lumbar ağzında da HMS Nelson yazıyordu. Burada
yemek öncesi bir salonda ( ante-room ) yaklaşık yarım saat sohbet ve
arzu edenlerin bira/meşrubat içmelerini müteakip yemek salonuna (
HMS Nelson Wardroom ) geçtik. Filo K. da salonda bize katıldı ve
tesadüfen benim oturduğum masada boş olan yanımdaki sandalyeye
oturdu. HODlar üç masaya dağıldılar Masada sadece tabak, içki ve su
içmek için kadehler vardı Çatal, kaşık, bıçak koyulmamıştı. Zaten bu
görkemli salondaki yemek self servis alınan çeşitli sandviçler,
kızartılmış tavuk butları ve küçük pastalardan ibaretti. Garson
sadece isteyenlere şarap vermek için geldi. Amiral dahil hepimiz
yemeğimizi elimizle yedik. Sohbet sırasında amiral Türk denizaltı
filosunun NATO’da en çok denizaltısı olan ikinci filo olduğunu
söyleyince ben de daha doğrusu nükleer olmayanların içinde
birinciyiz dedim ( İngilterenin dört SSBN, altı SSN olmak üzere
toplam 10 denizaltısı mevcut.) Salonun duvarlarında çepeçevre
Trafalgar Deniz Savaşının bir ressam tarafından yapılmış panoromik
resmi vardı Amiral bizlere resimde görülen HMS Victory’nin
icraatını, İngiliz ve Fransız gemilerinin isimlerini ve savaştaki
faaliyetlerini izah etti. Fransa HOD’unu sordu. Yan masada olduğunu
söyledim. Amiral biraz sonra diğer HODlarla da görüşmek için müsaade
isteyip Fransa HOD’unun bulunduğu masaya gitti.
Yemekten sonra
aynı binadaki bir salonda HOD toplantısına geçildi. Daha önce
dağıtılmış olan program üzerinden toplantı yapıldı. Görüşmelerin
özeti şöyle:
Kaybolan e
mailler hakkında; spam ve junk box’a bakılması,e.maillere numara
verilmesi, e mailler için drop box kullanılması, cevap alınamayan
bir e mailin beklemeksizin yeniden gönderilmesi, aynı mesajın iki
veya daha fazla adres yoluyla gönderilmesi önerildi.
Vize
alınmasındaki güçlükler için bildiğimiz hususların tekrarı dışında
tatmin edici bir cevap verilemedi.
Savaşlarda veya
diğer nedenlerle batan harp gemilerinde hayatını kaybedenlerin
denizdeki mezarlarına gerekli saygı ve ihtimamın gösterilmesi
hakkında Hollanda derneği yeni bir bildiri yayınladı. Sığ suda
batan denizaltı enkazlarındaki mezarların ( II Dünya Harbinde
özellikle uzak Doğuda bu günkü Malezya, Endonezya ve Çinhindi
bölgesindeki sığ denizlerde ve geçitlerde batan denizaltılar
kastediliyor ) tahlisiye/gemi söküm şirketlerinin, dalgıçların ve
hazine avcılarının tehdidi altında olduğu belirtildi. Malezya
hükümeti ve bahriyesinin harekete geçtiği, Endonezya’nın da ISA ile
ilgilendiği dolayısı ile bu konuda etkili olabileceği bildirildi.
Batıkların bulunduğu bölgeler hala devletlerin kontrolunda
olduğundan kültür, denizcilik, savunma bakanlıkları gibi devlet
kurumlarının ilgilenmesi gerektiği belirtildi.
Önceden ilave
turların bildirilmesi ve katılımcıların bunları bilerek
seyahatlarını planlaması hakkında: Kongreden önce veya sonra turlar
var ise bunların yayınlanması ve kongreye kaydolmanın içine dahil
edilmesi kararlaştırıldı. Hırvatistan bir tur şirketi ile
anlaştığını bildirdi. Tur isteklerinin bu şirkete sorularak bilgi
alınmasını ve ona göre tecih yapılmasını belirtti.
Dundee Anıtını
ziyaret. İskoçyadaki bu anıtı ziyaret, II Dünya Harbinde Almanlara
karşı Dundee’de oluşturulmuş ve 1940-1946 yılları arasında faaliyet
göstermiş olan 9 Denizaltı filotillası ( uluslararası filotilla )
denizaltıcılarının ülkelerinin derneklerini (İngiltere
Fransa,Hollanda, Norveç, Polonya, Rusya, bugün Rusya’dan ayrılmış
olan Beyaz Rusya, Ukrayna, Kazakistan ) ve Alman derneğini
ilgilendiriyor.
Hırvatistan
HOD’u 24-28 Mayıs 2016’da Pula’da yapılacak kongre için genel bir
sunum yaptı. Bu konuda dağıttığı broşürü dernek sitemize koyacağız.
HOD ayrıca bana Türk Deniz K. K.’na kongreye bir denizaltı gemisi
gönderilmesi için yazacağı mektubu gösterdi İtalya ve Yunanistan’dan
da denizaltı talebedeceklerini belirtti.
2018 kongresi
için aday ülke soruldu. Polonya’dan başka aday çıkmadı. Halbuki
geçen yıl ABD adaylığını ana hatlarıyla kongrenin ceryan tarzını da
belirterek yazılı olarak bildirmişti. 2018 kongresinin Gdansk (
Polonya )’da yapılmasına karar verildi.
Toplantı
bitiminde tahsisli otobüsle diğer otobüslerin kalkış yerine gelindi
Burada otele gitmek isteyenler de alınarak otele dönüldü.
HODlar
dışındaki kongre katılımcıları tören sonrası otobüslerle Denizcilik
Klübüne ( Maritime Club ) gittiler.Buradaki öğle yemeğinden sonra
çevrenin ve Gunwharf Quay bölgesinin gezilmesinden sonra 1500-16.00
arasında mekik yapan otobüslerle otele döndüler.
Akşam 19.00’da
gala yemeğinin yeneceği belediyeye ait Guild Hall’a otobüslerle
gidildi. Yarım saate yakın kırmızı beyaz şarap ve bira haricinde
hiçbir şey verilmeyen bir çeşit kokteylden sonra yemek salonuna
geçildi.10/11 kişilik masalara katılımcılar dağıtılmıştı. Bizim
masada Türklerden başka bir İngiliz çift, Arjantin HOD’u ve eşi,
Yunanistan HOD’u ve diğer bir Yunan ve eşi evvelki yıl vefat eden
Hollandalı bayan Margot Grosse vardı. Askeri bandonun çaldığı klasik
müzik sonrasında Güney İngiltere halk dansları yapan bir grubun
gösterilerinin arkasından Lord Brian ile HODlar arasında hediye
verilip alınması töreni başladı. Ben Türk denizaltıcıları adına
Lord’a Çesm-i Bülbül bir şekerlik ve derneğimizin madalyasını
verdim. Lord da bana ve bütün HODlara kendi derneği adına birer
minyatür İngiliz bahriye subayı kılıcı hediye etti.Daha sonra Lord
tarafından trophy ( İngilizler Column diyor )’nin Hırvatistan
HOD’una devredilmesi töreni yapıldı. DJ tarafından dans müziği ile
gece devam etti.23.00’de otobüslerle otellere dönüldü.
Yurda dönüşte
ev sahibi derneğin bizi Gatwick havaalanına götürmeyeceğini daha
önceden öğrendiğimizden otele yakın Havant tren istasyonundan
trenle Gatwick havaalanına gitmek üzere tren biletlerimizi
aldırmıştık. 22 Mayıs sabahı İngiliz derneğinin minibüsü bizi Havant
istasyonuna bıraktı. Oradan trenle Gatwick havaalanı tren istayonuna
havaalanından da THY uçağı ile yurda döndük.
Dogan Hacipoglu
BASKAN
|